Yaklaşık beş futbol sahası büyüklüğündeki küpe çukurunda, kış boyu yağan kar ve yağmurla biriken sular bir düden tarafından çekilmektedir. 1906 rakımlı bu krater çukurundaki yıkıntılar ve Yörük mezarlığı buranın yakın zamanda Yörükler tarafından kullanıldığını göstermektedir.
Günümüzde ise buranın müdavimlerini çobanlardan daha ziyade doğaseverler oluşturmaktadır. Seydişehir’e 6 km uzaklıktaki Gökçehüyük köyünden sırt çantanızı alıp yola düşerseniz orta zorlukta, yaklaşık dört saat süren bir tırmanıştan sonra küpe dağını aşınca bu eşsiz manzaraya şahit olursunuz. 2150 metrede manzaraya doğru oturup, biraz nefeslenip suyumuzu yudumladıktan sonra kalkıp çukura doğru yürümemiz gerekir aksi takdirde boğazdaki şiddetli rüzgâr sizi hasta edebilir. Etrafı tamamen yüksek dağlarla çevrili çukura doğru inişe geçtiğimiz anda kayaların arasından fırlayan tavşanlar yüreğimizi hoplatır.
Bölgenin tipik çiçekleri ayrı bir koku saçarken çukur adeta bizi kendine doğru çeker. Genelde kuzey eteklerinden kaynayan sular harita çizer gibi düdene doğru akar gider. Mart ayında çukura inmek imkânsız olur, nisan, mayıs aylarında indiğimizde ise sular çok olduğu için çukurun içlerine doğru yol alamayız. Haziran ayından sonra çukurda gezmek daha rahat olur.
(Yazı: Turgut Karabacak) (Fotoğraflar: Hüseyin Bostancı, Turgut Karabacak )
Nasıl Gidilir?